Mısır denen yaratık amerikada nefis tatlara erişebiliyor arkadaşlar...Bu kadar mı güzel olur...Masaya geldi bol bol yedik...Istakoz olayını midelerinize nüfuz ederek anlatmak istiyorum...Bu ıstakozlar canlı canlı pişirildikten sonra, Eric kardeşimiz vahşilikte sınır tanımadığını göstererek bize iç dünyasını açtı...Onu açarken ıstakozun da iç dünyası gözler önüne serildi haliylen...Eric, Istakoz böyle yenir diyerek ortadan ikiye ayırdı zavallı yaratığı...İçinden bööle garip bi sıvı aktı....Neyse orası yenmez burası yenmez dedi, kendisi çıplak elleriyle parçalaya parçalaya 4 dene felam ıstakozu, 4 dene mısırı mideye indirdi...Ama o kadar enerjik bir arkadaş ki...O kadar da belli etmiyo kilosunu...Bu arada bu dediğim düzenli yemeler değil...Konuşuyor, bi ondan bi ondan ısırıyor, ağzı sürekli açık :) alaym biz nereye düştük derken, ıstakoz üzerindeki ilk sortimiz başarısız oldu...Zaten biz kıramadık, Eric kırdı bizim istakozu da...hertarafımız o garip sıvıdan oldu...Biz yiyemedik...Beef getirdi arkadaşlar...Bi beef bu kadar mı kalın olur yaw...Kocaman bişiiidi...Doydum onla zaten...Ama Eric gene elleriyle araya 2-3 tane de biftek koydu...Yaw, demem o ki, Oğuzhan bile bu kadarını yapamaz...Haa belki yapar, ama en azından yediği şeylere karşı belirli bir sempatisi vardır...Eric yediklerini düşman bellemiş, kontrolden çıkmış bi vaziyette, Yeşim'le benim ürkmüş bakışlarımıza aldırmadan doğal ihtiyacını gidermeye devam etti...Herkesin tabağında da ne kaldıysa sildi süpürdü...Ailesi hiç yadırgamıyor ama :) Alışmışlar zair :) Ben mide fesatı geçireceğini düşündüm ama arkadaşta tık yok...Neyse, yemekten sonra masa toplandı, Eric gitar çalmaya başladı, Pedo topacı ısrarla sen de çal dio, ben de istemiom çalmak, ki gayet doğal çünkü "bi gitar al eline şarkı sööle millete" kabiliyeti yok ben de...Zaten sesim olsa çoktan albüm yapardım...Yok, sevgili karım da beni satınca elime gitar tutuştudular, utangaç olduğumu düşünüolar ama, kabiliyet yok, ulam olsa havamı atarım be çalıp...Zaten Eric country çalıp duruo, ben de aldım olmasa mektubun'u çaldım gitarı elimden aldılar dayanamayıp...Beni rezil eden ve sonra da dalga geçen karıma ve beni kurbanlık koyun gibi herkesin önüne atan pedo'ya burdan teşekkür ederim...Neyse ki evden kovmadılar bizi...PEDOOO, every man has his way cnm! :) sen gel de buraya bi, sen de gitar çalıodun di mi? Du ben sana buranın en büyük barında bi konser ayarliim...Ööle konuşmakla olmaaaz, herkese onu yap bunu yap dicen, sonra da oturup "I'm not doing this, I'm not going there" herşeye itiraz...Yerler olm adamı...Bittin sen :) Bakalım danışmanlığını yaptığın konularda ne kadar iyisin...Şeker çocuk :) yengeç seni :) bi gel de Türkiye'ye intikamım acı olacak...Eline elektro gitar verip Free Bird'in solosunu çal dicem...Sen de "aa ben 3-5 akor biliom" dicen...Eee kendine güven, çok utangaçsın felam dicem....Seni gidi işgillibüzittingil seni :) Seni Tülay'a havale ediorum :) bu akşamın dumuru da buydu efem...Kalktık evimize gittik sonra tabii, herkesle vedalaştık, bu iyi insanların arasından ayrılmak, sıyrılıp gitmek kolay değil, ama önümüzde bir tatil var tamamlanması gereken, hernekadar, tülay "işte bunlar benim kayınlarım" dediğinde, sabırlar dilediysem de sana, ortaya sölediğim bir laftı biliosun :) İyi ki varlar kızım, kızımız için üzülmemize gerek yok...Emin ellerde orda biliyoruz artık(gene de pedo'ya bi patlat şööle içimden geldi) :)Eh, yaza yaza bitmez yazılar, bitirmeye karar vermek lazım...Bu harika akşamın ardından bizi ağırlayan bu sevgi dolu insanlara da birkaç kelime etmek isterim kendi lisanlarında, yüksek müsadelerinizle...
My main work was to smoke near the rear window in the days following your fascinating family-party...I spent most of my days smoking...But while I smoke, I always think on"Not to be mentioned" subjects, but as far as I remember, I was very deppressed and tired of walking 7 days in Manhattan, so a good and warm family house would be perfect against what Manhattan had taken from me...That took me to a point where I can seriosly think(thats very rare) about what I really got from my vacation...Yes, it was good to see Manhattan, high buildings, the green miles, forests, lakes of Rhode Island and how the richer-from-the-rest-of-the-world people live...But better than that, I liked the idea and result of meeting you, joining a perfect dinner with you guys, and even it's too little, knowing you...That was very kind of you and I(we) really appreciate that...So that was perfect for me, not just watching the people outside, but actually being one of them...Me and my wife want you to be sure that, if anyone of you has a chance to come and visit Turkey, you'll see the reflection of what we've been and felt through your company...
So, Erriic, I know you're hungry right now, but keep it simple while eating...That's one thing we may not be able to support you if you become our guest one day :) Keep on singing...You're good at it...
Steven and Peggy, I was so much silent and Eric was so loud that I couldn't make a way to speak much with you...But I remember you Peggy as a beauiful and strong woman that's going on her way...And Steven, you were mostly thinking, if there's something making you unhappy, just remember that nobody is hundred percent happy anyway :) And stop eating before the dinner is set :) cok ayip :)
Leslie, thank you so much for everything, keep your shiny smile...You're a perfect mother and your kids are very cute :)
Betty, our mama in US :) Thanks for inviting us to dinner, and for those warm hugs...Please give us a call if you visit Turkey for Kapadokya...
Pedoyla Tulay size bisi demiorum, sonra dicem tabe...Yaw omzuna bi cak abla su cocuun canim cekti :)
Sonra gittik yattık :)
2 yorum:
Yaa ne kadar eglenceli bi hayat bu Ri'daki Turklerinki de..Biz de gitsek de eglensek boyle. Bu arada blog'un sahaneymis.
Bence sen yerleşmişindir de belki haberin bile yoktur dostum...Eywalla :)
Yorum Gönder