
Neyse çanağı kurtardık ama...Cuma akşamı Alparslanlarla kave içmeye gittik...Gecenin bi yarısı işe gittim sabah 4de çıktım işten...Ertesi gün oldukça yoğun bir program içine girdik...Cumartesi sabahı havuza inip yüzdük biraz...Sonra öğleden sonra abimlere gittik annemler de ordaydı...Bişiler yedik, Can'ı sevdik...Basın yayın yasağı kalkmadı hala...Akşam ise normalde Cansal, Umut, Murat üçlüsü ve ile buluşacaktık Taksim'de...Ama Murat Bey baldızının imam nikahı olduğunu hatırlamış Mecidiyeköy'deki evlerinde...O zaman biz de Cansal'la ve Murat'la Profilo'da buluştuk...Bir saat kadar laklak ettik, Murat bir ara eve gidip imamı aradan çıkarıp geldi(hani ruhban sınıfı yoktu islamiyette?)...Deniz kardeşiyle kaldığı için gelemedi :( Deniz de iş bulmuş çok sevindim :) Neyse Umut başka arkadaşlarıyla Taksim'deydi beklemedi bizi eve gitti...Nihal gebe bu arada Umut'tan :) Umut'u görünce midesi bulanıomuş :) hehe tebrikler...Akşam İstiklal caddesi üzerinde bi yere götürdü bizi Cansal...Bir binanın en üst katı, manzara süper, club gibi bi yer...Açık hava...Ortada insanlar dans edio ve içeride birkaç tane değişik lokanta var..Biz Keyif'e gittik...Rakılı şaraplı bir yemek yedik...Murat'la Cansal'ı da çok özlemişim iyi oldu...Bu arada Esin gene Cansal'la birlikteydi, noluyor yaw :) İlerleyen vakitlerde Yeşim'le Murat durmadı oynadı, Esin de onlara katıldı, biz Cansal'la utandık oynamadık :) Gözümüz şaşı oldu dekolte kızlara bakmaktan :)



Pazar günü erkenden gidip oyumuzu kullandık...Daha sonra Yeşim'in ailesinin yanına gittik...Tatilden dönmüştü onlar da...Bu arada Gülenay da Paris'ten gezmeye gelmiş...Yeşim daha önce görmüştü ama ben de görmek istedim...O da Yeşim'in annesi gile geldi özlemişim gitçek ama gene :( Yeşim'lerdeki halimiz :)

baldız baldan tatlı :)
Sonra Gülenay'ı alıp caddeye gittik...Mağazaların önünde perişan oldum beklemekten :) ama manzara süperdi yaw :) bi şaşılık da caddede geçirdim :) Neyse Gülenay ve Yeşim diyet yapcazzz, rejimdeyiiz gibi sloganlar atarken kendimizi İskender Kebap yerken bulduk :) hehe...Sonra Gülenay gitti :( biz de Yelda ile buluştuk ama naptık sölemem :) sır :)
Mustafa baba bol bol kebap ve lahmacun ısmarladı, hepsini yedik...Sonra evimize gittik acaip yorulmuşuz :( Seçim sonuçlarını diğer %50den biri olarak izledim...Pazartesi sabah 04'te iş yerinden aradılar problem varmış...iş yerine gittim...Panikten ötürü bu hafta pazartesi sendromu yaşamadım kısaca :)
Bu hafta içi de ev baktık gene, taktık kafayı bi yere o yüzden her akşamımız düşünmekle geçio...Bu sebeple geç kaldım yaw yazmakta :)
Hadi kalın sağlıcakla :)

Neyse, bu bişi değil, hiç sevmediğim bi adamın adını vermişler feribota gıcık oldum...Ama en azından arabayla gemiye binerken adama biniomuş gibi düşünüp rahatladık Özgür'le :)
Bu arada istikamet neresi söylemeyi unuttum...Efendim İzmir-Çandarlı-Denizköy'de bulunan muhteşem denizi ve doğası olan annemlerin yazlığına doğru gidiyoruz...Annemle babam 1 hafta boyunca bizi misafir etcekler ve çok mutlular,biz de çok mutluyuz tabii ama öyle bir misafir ettiler ki dönüşte rejime başlamaya karar verdik...O nedir göbek midir? Aşağıda yazlıkevimizin
Köydeki günlerimiz genelde malak gibi yatmakla, yüzmekle, yemek içmek ve sıçmakla geçti...Ve tabii bir de kütlü okey midir nedir ona bi sardık allam, kuralları ayrıca yazacağım size siz de oynayın..Özgürle ben hep sonunculuğa oynadık zati :)



Bu arada Granada da IBM'den bize desktek veren Murat arkadaşımıza rastladım çok korktu beni görünce kaçacak delik aradı :)

Bu da Feride'nin oğlu, Tülay'ın yeğeni Memoş :) bıcır bıcır :)
