26.3.07

24.03.07 - Kızdınsa herkese,sen de yaptır bi kese!(UMUT)

Ehe, ve sonunda beklenen an geldi...Cumartesi günü, gene biz mahşerin dört atlısı, veya artık evlendikten sonra mahşere uğramadan direkt cehennemi görmüş :) 3+1 ses sistemi kılıklı bu dört kişi(cansal sub-woofer oluo), 2 yıl aradan sonra hep beraber hamama gittik gene...Oh be...Aylardır konuşup bir türlü yapamıyorduk...En sonunda olan oldu...Flaş flaş...Ve olayın resimlerini ele geçirdik...Öncelike kronolojik sıraya bağlı kalmak adına, Cumartesi sabahı Bakırköye gittim kahvaltıya...Annem ve babamla güzel bir kahvaltı yaptık, Yeşim de vardı tabe...Canım anne babamı çok özlemişim...Neyse, öğlene doğru, annemlerden ayrıldık, annemin misafirleri gelecekti zati, babam evden kaçarak uzaklaştı, Yeşim arkadaşlarıyla buluşmaya gitti, bense arkadaşlarımla buluşmak üzere hamama gittim....Her zamanki gibi geç kaldı benim satıcı arkadaşlarım...Ben gidince nabcam hı? Bakırköy Sauna diye bir yere gittik...Tertemiz çok güzel bir yerdi...Cansal da gecikmeli olsa da geldi, önce onunla saunaya girdim, 15 dakka sonra çıktık, duş aldık, tam hamama girdim, Murat geldi bu sefer...Hadi dedik muhabbet olsun, onunla da girdik...Murat 15 dakika kalmamız gereken yerde, 2. dakikada "3 dakika kalmamız gerekiyor değil mi?" diye sordu...Allam...Çıktık, gene duş aldım...Hamama girdim...Fekat bu sefer de Umut geldi, girdiğim gibi çıkıp tekrar saunaya gittim, bu sefer 4 kişiydik, ama 7-8 dakika dayanabildim...Yeter be benim de bir sınırım var...Yani insanlar demek ki arkadaşları yüzünden yumuşuolar :P...Sonra gene hamama gittim kalanlar içeride beklerken...2 tas su dökmüştüm ki kafama, bu 3 lavuk gene gelip beni fin hamamına götürdüler...Aman yarabbi, o neydi öyle, bayılıom sandım, 4 kişi, 4 kişilik yere oturduk işte...Göz gözü görmüor...2 sene önceki hamam sefamızda, fin hamamına girdiğimizde, Cansal dumanı yemiş yemiş, anlaşılmaz küfürler etmeye başlamıştı...Cumartesi ise durum daha kontrolümüzde gözüküyordu...Ancak gene de ben bu noktadan sonrasını net hatırlamıyorum...Yemişim gazı...Sanıyorsam duş aldıktan sonra dinlenme salonuna geçtik.Ve işte, fotoğrafları gösteriyorum...Yaşasın özgür basın:
Dinlenme salonunda, keyif yapıyoruz, ayvalık tostu, portakal-havuç suyu, çay, sigara, oh be...
Murat, Ben, Cansal, Umut...Tam hayvanlar alemine göre bi photo...

İşte bu sefadan sonra, işin cefa kısmına varmak için, hamamın yolunu tuttuk...İçeride 2 tellak abimiz bizleri bekliyordu...İlk kurban hep ben olurum zaten: Karizma yerle bir, ama zafer işaretimi görün lütfen...
Yukarıdaki daha keseleme kısmı, nasıl bi kir çıktığını anlatmiim size burda, bir de köpükleme kısmı var bunun acaip zevkli, şööle ki: çok uzun ve ince çuvalvari bir bez, köpük teknesine batırıldıktan sonra, tellak abimiz bunu alıo bi güzel ağız kısmını açıp içine üflüo, şişio bu...Sonra üzerindeki köpük iice kabarınca, eliyle sıyırıyo başına omuzlarına bütün vücuduna bırakıo bu köpüğü, acaip de bir kumaşı var yumuşacık, bütüm vücudu bununla temizliyor amcam...İşe bu noktadan sonra rahatlıyorsunuz, akşam mili maçı bile büyük bir sükunet içinde izleyebiliyorsunuz...Olay anında çekilmiş fotoğraf, Umutun resmini koyuyorum, benimki çok buharlı bişi belli olmuo, bu fotoda da zaten köpüğün altındakinin kim olduğu belli olmuo :) : İşte böyle birşeye dönüşüyorsunuz:


Efem, bundan sonrası tam bir dram...Nerdeyiz, napıyoruz belli değil...Sadece bizim işimiz bitince çıktık, Umutu yıkıyorlardı o zaman...Tellak abiler Tokatlıydı...Çıkarken sadece "Umut da Tokatlı abiler" dedim...Artık aralarında anlaşmışlardır onlar :)
Tüm prosesin sonunda, eve gidince(bi yerden sonra göt göbek görmekten sıkılıyorsunuz) şu hale geliniyor arkadaşlar, tellaklarla başbaşa kalan Umutun haline lütfen dikkat ediniz:


İşte, hamam çıkışı Umutların evine gittik, pizza kebap herkes ne sölediyse yedi, Yunan maçını son derece güzel bir şekilde izledik, goller de ardı ardına geldi...Daha güzel ne olur ki...Tabii akşam evde Yeşim ve Nihal de vardı...Nihal de bizden bağımsız hamama gitmiş, o da ayrı bir mayışıktı...Yeşimcik ise diş ameliyatı olmuştu perşembe günü, benimki kadar şişti yüzü, ama gene de herkesten fazla yiyip, herkesten fazla mayıştı anlamadım ben :) Sonra eve dönüp bi güzel uyuduk..Ancak Pazar sabahı erkenden iş yerinden gelen problem telefonuyla uyandım...
Sonra kavaltı yaptık Yeşimle, gazete okudum, gitar çaldım...Akşama doğru abim ve eşi Goncayla buluşmak üzere Kalyona gittik...Güzel bir akşam yemeği ve üzerinde "Söz ve Müzik" isimli filmi izledik...Hoş vakit geçirten eğlenceli bir filmdi...Döndük eve, bir de exorcist 3 çaktım üstüne...Ve işte Pazartesi sabahı, tüm hoş anlar sadece birer anıya dönüşmüş, çaresiz günlük çabalarımızla başbaşa kalmış durumdayız...Umut nerede şimdi? Murat ne yapıyor? Cansal hangi kızın koynunda...Abim iştedir heralde...Nihal mağazalarını kontrol ediyor...Gonca karnındaki bebeği düşünüyor...Yeşim mülakatlar yapıyor...Bense unutulmuş köşelerde gerçekten yaşadığım anları yazıyorum sadece...Neden yaşıyoruz ki zaten...

Hiç yorum yok: