20.5.07

SEN DE Mİ BRÜTÜS!

Evet sayın okuyucular, yani kankalarım :) bir haftayı daha geride bırakırken, önemli, fiziksel ve de duygusal olaylar yaşamış bulunuyoruz. İş yerindeki sıkıcı bir hafta sonunda, canım kankam, üniversiteden arkadaşım, ve 7 yıldır aynı grupta çalıştığım, yandaki resimde harfiyat kamyonu şeklinde göreceğiniz(ki kendisinin normal tipi budur :) Alparslan, Cuma günü iş yerindeki son gününü yaşadı ve gitti...Dışarıda sık sık görüşüyoruz ama insan gene de tuhaf oluyo :( Kendisine yeni iş hayatında başarılar, yeni çalışma arkadaşlarına da sabırlar diliyorum..Yalnız mıyım :(
Bu, haftanın duygusal olayıydı...Aslında daha duygusal olanı bu ay da zam alamayacak olduğumuzu öğrenmiş olmam oldu ama neyse...1,5 sene oldu be...

Fiziksel olaya geçince, sıkı durun, halı saha maçına çıktım arkadaşlar...Evet, yanlış duymadınız, halı saha maçı...Özgür'ün Siemens'ten arkadaşlarıyla, Kartal Aydos tepelerinde halı sahaya gittik perşembe günü...Benim gibi spor düşmanı bi adam, aniden ve de ısınmadan maç ederse nolur...İnim inim inler...1 sene önce aynı ekiple gene maç yapmıştıl Siemens'in kendi tesislerinde, devam edicez dedik, gittim o zaman süper bir halı saha ayakkabısı ve Real Madrid forması aldım...1 senedir yepisyeni duruyorlardı hepsi :) Kullanma fırsatım oldu...Ancak Real Madrid formasının önünde Siemens logosu vardır biliyorsunuz...Ben o formayla Siemens'lilerin arasında tek Siemens yazılı adam olunca komik oldu tabiii...Daha komiği ise kalede 13 gol yemem, sadece kalede olmama rağmen nefes nefese kalmam ve hala acıdan inim inim inlemem...Pis sigara...Neyse kaleden aldığım bir topu alıp gidip gol bile attım...Maç 13-13 bitti ve daha çok langırt şeklindeydi...Herkes çakılı, sanki birileri langırt oynuyo biz de oyuncularız :) Nefesimiz yetmiyo kardisim :) Bu arada bacak arasından yediğim gole, aynı şekilde karşılık veren Özgür arkadaşıma teşekkür ederim...Namusumu kurtardın :)

Neyse, maçtan sonra hemen yandaki kır lokantasına gidip pide lahmacun yumulduk...Süperdi bee...Pazartesi gene maç edicez...Bu acıyla nasıl olacaksa...Zaten inleyerek oturup kalkıyorum kaç gündür millet ya sapık sanıodur ya da basurum var sanıyodur...Hehe...

Eefendim, hafta içi babama vereceğim eski notebook'umu da Türkçeleştirip bir kenara ayırdım...Yeni Tonelab'ımla oynadım biraz...Yeşim'e gitar çalıştırdım...Cuma akşamı da Özgür ve Nuray'la Carpe Notte'ye gittik, yemek yedik, lak lak ettik eve döndük...Yeşim'le LOST 3. sezon 9-10-11-12. bölümleri izledik...Gene sardı fena walla...Cumartesi günü evde oturduk..Öğleden sonra Cadde'ye gidip geçen hafta nişanlamış olduğumuz Taşkın ve Tuba'yla buluştuk...Uzun bir laklakdan sonra Taşkın'ın ablası Aslı ve eşi kocası Evren'in evine gittik...Yelda da vardı...Bi çocuk vardı ona ödevi için heykel falan yaptılar...Orda da muhabbet edip bira neyin içildi...Sonra çıkıp evlere gittik...Yelda da bizimle geldi, gece bizde kaldı, niye pekii? niye? yaa, çünkü Pazar günü Polenezköy'e gitcez pikniğe kankalarla...Yuppii....

Geldi mi Pazar? Geldi! Nuray'ın işi olduğu için yoktu, Özgür geldi bizi aldı, çocuklarla Polenezköy'de buluşacaktık...Komik bir şekilde Cansal ve Umut'un arabaları arka arkaya denk gelmiş Polenezköy'e yaklaşırken...Biz de aksi istikamete dönüp beklemeye koyulduk bu 2 arabayı...İki araba da bizi gördüler yanımızdan geçerken, biz de U çakıp peşlerine düştük, amma velhasıl giderken baktım bunlar gene aksi istikamette yanımızdan geçiyor, biz U çakarken onlar da U çakmış, dönüp duruyoruz :) Neyse kavuştuk en sonunda...Önce kahvaltı mı yürüyüş mü tartışmasını Umut'la Nihal 2'ye karşı 8 oyla kazandı :)Bilmem anlatabildim mi :) Neyse yürüyüş yoluna geçtik, aksi gibi o gün, 2.polenezköy dağ bisikleti yarışması var...Ormanın içinde ürkünç bir vaziyette garip köprülerden geçerek gidiyoruz, ama bir yandan da arkadan hızla gelen bisiklet sürücüleri "çekiliiiin" diye bağırınca kenara çekiliyoruz...parkur 5 km...açız ve yürüyoruz ve bisikletlerle uğraşıyoruz...Bi çocuk düşmüş çok fena yaralanmıştı...Özgür telsizle yardım bulmaya çalıştı ama olmadı...Neyse çocuğa su, mendil verdik...Yanımızda normal yürüyüş parkurunda eşlik ettik..Murat çok yardımseverdir...Çocuğun bisikletini de sürükledi yanında...Neyse parkur bitti...Tam kahvaltı edeceğimiz yere çıktık...Ama tapi arabalar düz yoldan 1,5 km uzaktaydı :) Neyse almadık arabaları tabii...Açlıktan gözümüz dönmüş...Doğrudan POLİNA'ya girdik(saat 11:30 felam)...Bizi girişte bir papağan karşıladı...



Ve fekat o kadar kalabalıktı ki dışarısı, mümkün değil bir yer bulmak...Bi ara hakketten düşünmedim deil papağanı :) Adamlar hamaklarda bekleyin dedi, gittik, sonra da vazgeçtik, kapalı alan konusunda bir kişiyi ikna ettikten sonra kapalı kısma girdik...Kapatmış gibi olduk lam orayı çok güzel oldu...Neyse, acımızdan ölüyoruz, kahvaltı söyledik...Aman yarabbi, çeşit çeşit reçeller, kızarmış ekmekler, peynirler, sucuklar yumurtalar, demli çaylar...Var ya, nasıl yedik anlatamam, allayim gene gidecem :(

İnanılmazı başarıp Polina'nın stoklarını bitirdikten sonra, rahatlamış ve de gevşemiş ve de hamağı gelmiş kimseler olarak hamak kısmına geçtik...Ohh be...Çok büyük bi bahçesi var ya oranın...Önce bir kır masasında oturup Türk Kahvelerimizi içtik...Sonra da gene lak lak felam tapi, herkesten önce Özgür gidip bir hamağa yerleşti...Zamanla hepimiz yerleştik tapii :) Özgür hamakta yatarken kendini sallamak için bir teknik bulmuş onu gösterip durdu bize...Gırç gırç herkesi sinir etti...Bi de hepimizin hamaklarını azami süratle sallayıp kaçtı...Yaramaz çocuk...Hamak çok güzel biş lam :)

Neyse herkes bir müddet uyukladıktan sonra Cansal'a saldırmaya karar verdik...



Hamaklarda değiş tokuşlar yapıldı, herkes hamaklarda yatarak muhabbet etti, tekrar şekerlemeler, saldırılar ve geyikler yapıldı tapi :) biz uyurken fotomuzu da çekmişler:



Yaw neyse, 3 saat kadar hamaklarda geçirdikten sonra, kalkıp evlerimize gidelim dedik, ama bi köfte muhabbeti çıktı kardeşim...Mis gibi mangal fırsatı var...Ona da tamam dedik, tamam ulam...Önce 1 kilo, daha sonra 1 kilo daha, kardeşim süperdi var ya...Tokuz diyen herkes yedi, Yelda da yedi valla yedi :) Mangal muhabbeti çok guseldi ya :)


İştee böyleee...Böyle güzel bir akşamdan sonra, evlerimize çekildik...Şu anda Yelda, Karayip Korsanları 2'nin dvd'sini izliyor evde...Haftaya Cuma 3.cüsü vizyona girecek süper be...Daha 2.cisini izlememiş...Bu yazıları yazarken arada bir bakıyorum...Süper ya 2.cisi de :)

Bir gelişme olursa eklerim...Hadi kalın sağlıcakla...Haftaya hamama mı gitsem yaw? :)

Hiç yorum yok: