15.5.07

TUBE TONE, TUBE POWER!

Hehe, caktim en sonunda VOX Tonelab LE'yi...Ama geçen hafta baya yoğun geçti...İsterseniz genel olarak hepsine değineyim... Hafta başı Amerikan Konsolosluğunda randevumuz vardı vize için...Pazartesi sabahı 10.30 da olmasına rağmen randevumuz erkenden kalkıp yollara düştük Yeniköy'de kahvaltı yapabilmek için...Bu arada Yeşim'in iş yerinde acil işi vardı, haftasonu halledemedi çünkü iş yerine giriş yetkisi yok..Hafta içi sabah da en erken 7 de girebiliyor iş yerine...Oh be ne güzel işe bak...Amma velhasıl iş yerinden verilen notebook'ta internete erişebilme yetkisi neyin olsaydı gitmeden de halledebilirdik ama neyse, o yasak bu yasak...İş yerinin önünde Yeşim'i bekledim, 15 dakikada işlerini halletti geldi...Neyse az da olsa bir trafiğe yakalanarak geçtik karşıya...Daha sonra Yeniköy'deki Emek Kafe'de denize nazır bir kahvaltı yaptık şöyle ballı kaymaklı, menemen peynir felam allam azım sulandı gene...Neyse kalktık gittik vaktimiz gelince, kapıda Yeşim'in resmini beğenmediler, hemen yolun karşısında şipşak çektirip geri geldik...İçeride işimiz çok kısa sürdü, nerdeyse bir sandık dolusu belge hazırlamıştım, davetiyeme bile bakmadılar..."You guys are ok!" dedi adam yolladı bizi...Alla alla...Neyse Çarşamba günü geldi pasaportlarımız almışız 10'ar yıllık ikimiz de...

Cuma akşamı Yeşim annesinin resim sergisine gitti...Ben üşendim Özgürlerle takıldım...Cumartesi sabah erkenden Taksim Tünele gidip aylardır çıkmasını beklediğim VOX'ub yeni tüplü prosesörü TONELAB LE'yi aldım...Oh be...Rocktron'um tapi daha süper ama o da MARSHALL JCM600'üm gibi Özgür'ün stüdyoya gitti, zira evim çok ufak yer yok...

Ama bugün salı, hala şööle dooru dürüst kurcalayabilmiş değilim...Yeşim işyerindeki klasik gitar kursuna yazıldı ama 5 hafta geriden :) onu yetiştirmeye çalışıyorum :) Daha nota okumadan nothing else mattersi calçakmış :) uraşıoz bakalım ama çok yetenekli...



He işte, Cumartesi karşıay geçip aldık Tonelab'ı...Ordan da Kağıthane'ye Cansal'ın depoya gittik...Bize bilimum kamuflaj elbisesi, tişört, don, atlet verdikten sonra bir de Urfadan diye bir yerde kebap ısmarladı...Sağolsun arkadaşım...

Köprüyü geçmek çok zor oldu geri dönerken, Özgür de sağolsun :) Cumartesi akşamı Yeşim'in kuzeni Tuba'nın nişanı vardı...Taşkın'la nişanladık sonunda...Büyükler için yapılan şeyler ya bunlar...Zor ve de gereksiz oldu çocuklar için :) Neyse mutluluklar diliyorum...Soldan sağa Yeşim, Taşkın, Tuba, ben, Yelda...




Pazar günü ise anneler günüydü biliyorsunuz...Annemlere gittik, abimler de ordaydı, kahvaltı yaptık...Annemin de anneler gününün burdan bir daha kutluyorum tarihe not düşmek için....İyi ki varsın...

Öğleden sonra da caddeye falan gittik işte, arabamı yıkattım, eski notebookumu babama vercem Türkçe işletim sistemi ve uygulamalar kurmaya başladım...Hadi hayırlısı...

Ööle işte, gidip Yeşim'i çalıştırmam lazım...Kızıyo dövüyo sonra....

Hiç yorum yok: