22.11.06

ilk sesim boğuk çıkacak...

Çok üşütmüşüm,izinliyim bugün...Dün blog ismimi almıştım bugün hazır öksürükler içinde yatıyorken bir kaç kelime yazayım dedim...Bir blog'a ne yazılır, ya da bu satırları yazmadan önce başka bir girişgah mı gerekir tam olarak bilemiyorum ama sonuçta canımız ne isterse onu yazabileceğimizi düşünüyorum...Öyleyse neden olmasın...Dün gece özel bir hastahanenin aciline gittim, hemen ilgilendiler gerekli ilaçları yazdılar...Bir kaç gündür hastayım, kendi kurumumun doktoru sağolsun beni "ne istiyorsun" diye karşılayıp "hiçbirşeyin yok" diye göndermişti...Boğazıma bile bakmadı...Dün güzel bir muayeneden sonra faranjit olduğum anlaşıldı...Mamafih, elimde 3 adet özel sigorta kartı olmasına rağmen, gittiğim 4 nöbetçi eczanenin hiçbirinde özel sigorta anlaşması yoktu...İnat ettim almadım ilaçları, tekrar bir takım bilgileri doldurup sigortadan ilaç ücretlerini almakla uğraşmayayım diye...Eskiden bir kere başıma geldi, parayı alamadım uğraştığımla kaldım...Son derece kalitesiz bir gece uykusundan sonra sabah evin yakınındaki eczaneye gittim, açılmamıştı bekledim, açılır açılmaz içeri daldım ve ilaçları aldım...Velhasıl sigorta bir takım ilaçları karşılamıyormuş, 100 Liralık toplam ilaç maliyetini kardeş payı yaptık...Bugün bir de iş görüşmesine gitmem gerekiyor, nasıl gideceksem bu halimle...Zaten 3.kere görüşmeye çağırıyorlar hala beni beğenmeye çalışıyorlar...Herhalde genel müdür yardımcılığı teklif edecekler, du bakalım nolcak bu işin sonu...
Geçen salı verdiğimiz konserden beri elime gitar alamadım...Ya iş yerinde çok işim vardı, ya da hastaydım...Şu anda da hiç mecalim yok gitar çalacak...
Hazır elim değmişken nasıl hasta olduğumu da yazayım...Cumartesi günü tarzan gibi tünele gidip müzikal oyuncak baktık kendimize...Özgür(kendisi bizim kayıt mühendisimiz ve mixcimiz olur), "kendime bir çift yakın dinleme monitörü" alacağım diye tutturdu...Sağolsun Babür abi'nin mekanı acaip soğuktu ve uzun süren pazarlıklar sonuç vermediği gibi, titreye titreye oradan çıkmakla kaldık sadece...Bir topuk dondurmacıya girdik, bol buzlu bir limonlu dondurma istedim...Pişman değilim gene olsa gene yaparım...Ancak dondurma daha boğazımdan aşağı kayarken anladım beni güzel günlerin beklediğini...Üstüne üstlük Babür abi telefonla arayıp tamam çocuklar gelin anlaşalım deyince kalkıp gittik, koca monitörleri tüyap otoparkına kadar kan ter içinde taşıdık...Sonra gene tarzan şeklinde dolaşmaya devam ettik bir süre, eşim yetişip üzerimi takviye ettiyse de artık çok geçti tabii...Bütün bunların üzerine sis şeklinde bir sigara bulutunun dolaştığı hayal kahvesinde "soul stuff"ı izlemeye gittik...Ama ne süper grup...Gerisini biliyorsunuz...
Evde olmanın güzel yanları da var, sabah kahvaltı yaptım güzel, eşimi işine yolladım, çöpü çıkardım, şimdi de yatağımda dizüstü bilgisayarımla takılıyorum...Bir yandan Umut'la yazışıyorum, fonda ZZTop - Rough Boy çalıyor...Öyle işte...Gelişmelerden haberdar ederim sizleri :)

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili gitarci,

hazir yataklara dusmusun, evde de kimse yok, yapsana soole yanar doner, hizlanmali yavaslamali, durmali kalkmali bi rock sarki. Aksama da kaydedip paketleyiverelim?

pek kiymetli kayitci/mixciniz...

Adsız dedi ki...

siz önceden getirdiklerimi paketleyin de sonra bakarız özgür bey,
güfteci ve besteciniz volkan :)