Cuma günü ayrı takılalım dedik bir müddet, ama takıldık mı hatırlamıyom...Sabah en sonunda B&H Photovideo'ya http://www.bhphotovideo.com/ uğrama kararı verdim, zira Kerem kankamın objektif siparişi vardı(ne zaman alıcan lam onu benden kero?)...Neyse hesapta Yeşim kafasına göre takılırken, ben b&h, guitar center ve çizgiromancı yapıcaktım, ama öyle olmadı...B&H bizim otelin 100 metre gerisindeydi, çok gusel...Oraya doğru yöneldik sabah, Tam karşısına geldik bi baktık aa, bi kafe gibi bi yer var, nemrut resimleri felam var, dedik ki kesin türk bunlar, girdik içeri Türklermiş hakketten...Şööle güzel bi sahanda yumurta felam yaptılar bize...Karnımızı da doyurmuş olduk bööylece(Bu arada söylemeyi unutum, hafta içi bir gün biz b&h'in yerine bakmaya gitmiştik...Çünkü c.tesi kapalı alet :)= )...Yahudi amcamların hepsi, zaten gitmeden de tahmin etmiştim, internet siteleri bile kapanıo lam arada bir bayramlardan ötürü...Neyse girerken çantamızı bıraktık vestiyere...Her taraffa takkeli yahudiler çalışıo(ne deniosa artık o kafalarındakine)...Off, süper bi yer var ya, herşey var, delirecem, herşeyi almak istiyorum ama daha önceden amazondan Tülay'a söylemiştim herşeyi, burdan alsan tax olayı felam olcak...Peki Kerem neden Tülay'a yollamadı? Çünkü emin olamamış direkt takılıo mu kameraya diye bu lens...Yazdırdı bana, panasonic gs800 mü 500 mü ne, gittim kalabalığın içinde adamın tekini buldum, sordum, adam stoklara baktı, işte bunlar bunlar modeller dedi, ama elimizde bi tek bu var dedi, "eee dedim, panasonic gs500'e takılıo mu" diye sordum, "e ona göre baktım" bilgisayardan...Ben de dedim ki "tamam da araya başka bir aparat gerekmio mu yanee, arkadaşım benden paranoyaktır bak, kankamı zarara uğratmiim" dedim, o da "Sanmıom" dedi..."E açıp bakalım bi aynı modelden, takmaya çalışalım" didim, "olmas" dedi, "eski model o, açıkta yok, kutu açamayız"...Alla alla...Bu arada bunların şefi midir nedir gene takkeli bi amca geldi, yeşim ve benle muhabbet etmeye başladı, oo hayatını anlattı adam, istanbul çok güzel dedi, en iyi yatırım Türkiye'ymiş dedi bu aralar, ne iş yapıorsunuz dedi, her cümlenin arasına yeşim'in ne kadar güzel olduğunu ekledi lavuk, çocukla gelin dedi seneye vs vs...Bayaa bi de onunla muhabbet ediom arada...Neyse Kerem'i aradım ben de, açmıo telefonunu, mesaj attim dönmüo, ben de Merve'yi arayıp onun üzerinden ulaştım Kerem'e..."bööle bööle dio bu adam aliim mi" dedim, "NEEEE DUYAMIOM" die bağırdı Kerem..
-"Ulam 250 YTL'ye felam gelio söylediğin şey aliim mi?
-"EEE OLUYO MUYMUS?"
-"ÖÖÖLE DİO ADAM"
-"AL"
dedi ve kapattı...Kapattı kapatmasına da, ben gene de bu satıcıya güvenmedim, içime bi kuşku düştü, gidiim bi daha konuşiim dedim şu adamla, gittim şööle güzelcene bi kızla ilgilenio, ben de yanındaki görevliye gittim...Dedim ki, "bak kardeş, yandaki arkadaş benim için bi lens hazır etmişti, onu ver de bana, ama emin olamadım ben olur mu olmaz mı diye"...Adam dedi ki "which model?"..."Höff" dedim, "panasonic gs500"..."Aha lam" dedi bana yandaki kızı gösterip..."Aaa" dedim, "bu mu panasonic gs500, şimdi bu lens buna girer mi?"..."O deil lam maynak, elindeki kameradan bahsediom" diye reply etti bana adamcaiz...Aa baktım, kız elinde Kerem'inkinden tutuyo(kamerasından :)), aynısı, üstelik geniş açı lens alıo, bi tane de ona vermek üzerelermiş aynı benim istediğim lensten...Kızı işgillendirip denettirdim orda, girdi...Ben de verdim parasını gönül rahatlığıyla :) Lensin parasını...Ee, işte bööle, sonra baktım Yeşim mesaj atmış, seni bulamadım otele gidiom diye, kaybolmuşuz orda, ben de otele döniim dedim, bizim otele kampanya yapmışlar, bu bh güzel bi çanta verdi hediye olarak, ama onu Rhode Island'da bırakmak zorunda kaldım yer kalmadı abicim :) Zaten nerden alışveriş yapsan bi çanta hediye ediyolar...Neyse otele gittim, sıçtım falan, Yeşim'le kuzeye doğru yürüyüşe çıktık...Yolda yürürken aşağıdaki otoparkı gördüm...alla alla?...Sonra esas hedefimiz olan Flatron District'e doğru yola çıktık...Esas benim hedefim orayı da geçip Guitar Center'a gitmek...(bu arada Tülay'la da konuşuyoruz, o akşam gelecekler ya Newyork'a yupiii :))Neyse, kuzeye doğru çıkarken, Madison parkına ve Flatron ditricteki(yazamiom bi türlü düzeltmekten vazgeçtim) o şekilsiz ensiz binaya kavuştuk...Adı ne bilmiom, oraya anca onu sığdırmışlar, herkes fotosunu çekio, aşağıda park ve yamuk binanın resimleri...Sonra arada bi sürü shop var Kuzeye doğru yol almaya devam ederken, hepsinin önünde durduk, yeşim içeri girdi çıkmadı, o sırada benim kafamda "hayat ne kadar boş, kapının önünü tut da arkaya koş volkan" konulu saçma sapan bekleme şarkıları geldi...Neyse en iyisi, bi vitamin shop'a girdik, sevgili annelerimiz için herbiri 360 adet kapsül ihtiva eden 4 adet kemik erimesine karşı ilaç aldık...2şer adet herkese...2 sene kullanabilirler...Burda 160 lık mı ne kutusu 150-200 ytl arası...biz 360 lıga 50 dolar verdik...Süper iş...Annemlere yarasın da...Hediye ettik canımız annelerimize canım heralde, öyle bakmayın hain evlatmışım gibi, hesabınızı bilin diye söylüyorum...Neysem, en sonunda Guitar Center'a duhul olduk efem...Çok güzel bi yer, içeride kalsan kalırsın yane, çıkmazsın, çok istediğim bi gitar vardı, ama taşıyamayacağım için memlekete almadım :( bi dahakine :( "bu o mu?" dedim, "hee" didi...snif :( Bu o: http://www.guitarcenter.com/shop/product/Fender-American-Special-Mahogany-HSS-Stratocaster-Electric-Guitar?full_sku=511165%2e837Sonra kendime LYNYRYD SKYNYRD instructional dvd'si, guitar center tişörtü, ve 10 takım tel ihtiva eden bi kutu aldım...Bu kutu 30$ lam...bi takım tel 3$'a gelio kafayı yicem...Soyuluoz resmen burda...Kerem geçen sene talan etmiş burayı, ben pek bişi yapmadım ama...Neyse, yeşim de gezmeye gitti başka mağazalara zaten, sonra buluştuk dışarıda...Otele doğru uygun adım ilerledik, yüklerimizi bıraktık otele, bu arada yolda dönerken bi yemek yedik, yeşim haritayı kaybetti, vs vs de etraf haritadan geçilmio zaten...Tülay da aradı 20:30 gibi AliBaba kebapcisinda bulusuoz dedi...supeeeerrrr...Bu sefer Yeşim'le ayrıldık, ben çizgiromancıya gittim, o güneye doğru inip crysler building ve rockefeller center taraflarına gitti...Çizgi romancıda eksik kara kule sayımı buldum aldım rahatladım...1 saat gezdim içeriyi Murat olsa ne güzel anlatırdı bunlar ne diye dedim içimden...İçeri bir Japon kız girdi bi ara, üzerinde pek bişey yoktu, birden ahalinin ilgisi çizgiromanlardan bu kamikazeye kaydı...Anam zor attım kendimi dışarı...Birinin elinden bi kaza çıkacaktı az daha :) Sonra Yeşim'in yanına gideyim dedim, gittim Rockefeller centerı buldum, zor da olsa buluştuk yeşimle...ikimiz de ayrı kapılarında duruyormuşuz :) kave felam içtik işte, gezinip durduk, sonra Otele doğru geri dönüşe geçtik...Otelde medeni ihtiyaçlarımızı gördükten sonra, Ali Baba'ya doğru yola çıktık...Yürüdük yürüdük yürüdük ve Ali Baba'ya geldik sonunda...Tülayla Pedo daha gelmemişti, biz de içeri girip oturduk, en sonunda arkadaşlarımıza kavuşacak olmanın verdiği heyecanla içimiz içimize sığmıyordu, arkadaşsız olmak kötü bişi lam, o an duygulanıp ailemi ve kankalarımı da özledim yaw, seni de özledim Kaya üzülme :P...Eh, en sonunda, aylarca süren planlama ve yazışmadan sonra, Yeşim'in 5 yıldır beceremediği, Tülay'la Newyork'ta buluşma olayını gerçekleştirdik...Canımız Tülay'ımızz kapıdan içeri giriverdiii :) Pedo arabayı parketmekle meşgulmüş, sarıldık koklaştık Tülay'ımızla, gurbet ellerde viiiy viiiy :) Bu arada biz zaten hergün tülay'la konuşuyorduk Amerika'ya geldiğimizden beri, sonra çok girdiğini farkedip vazgeçtik uzun konuşmaktan, ama fatura geldi biraz önce, giren girmiş :) Daha neler girecek gelecek günlerde okumaya devam edin beni :) Pedo da az sonra olaya dahil oldu, daha çok resmi bir tokalaşma yaşadık, elin amerikalı erkeğini öpecek halim yok ya :) Sonra özlem giderme içerikli uzun bir muhabbet, çok güzel şişler, mezeler yedik, neler yaptığımızın ve neler yapacağımızın bir özeti, mutlu bir 1 hafta daha beklentisi konuları kapandıktan sonra, yemeği de bir güzel Tülay'lara ısmarlatıp oradan ayrıldık :)[yerim sizi ben ]...Senede bi gün gelio buraya Tülay, ama herkesi tanıo :) Çok cana yakındır Tülay'ımız...Aşağıdaki foto çok iyi değil kusura bakmayın, son kötü fotomuz, sonra düzelcek söz :) vee böylece başladı işte Amerika gezimizin 2. fazı...Dışarı çıkıp arabayı aldık, çok yorgunuz hepimiz, Aslında tuly'ler perşembe gelecekti ama o patronu yok mu o patronu...ahh...bi elime geçirsem...Neyse yaw, diom ki, Pedo aldı arabayı, anında kaybolduk, 2 km yukarıdaki otele gidecez, yanlışlıkla NewJersey'e giden Tünele girdik, döndük sonra Tünel bitince, durduk yerde 10$ harcamış olduk :) Sonra bi şekilde otelin oraya geldik, yakında bi otoparka bıraktık arabayı geceliği 30$'dan anlaşarak...Gece dolaşalım dediler, ama yorgunduk, hem de otele check-in yaptırmaları gerekiyodu, zira ben sabahtan gidip geç gelcek arkadaşlar, odayı vermeyin demiştim resepsiyondakilere...Ammma ,sanırım vermişler birine odayı, hiç çaktırmıolar, Tulilere aynı fiyata suit oda verdiler...Amanın, bi gittik, çift banyolu, salonu olan kocaman bi yer...Off be...Bize verseydiniz ya şunu bi haftalığına, 1 gececik kalcek şı kızcaız :) O da onun iyilik şansı...Neyse odada laklak ettik, ben ısrarla Rhode Island'a gidelim ev ortamını çok özledim dedim, farketmez dediler, ama yeşim henüz manhattan'da Tulay ile dolaşmadığı için kabul etmedi...yarın gidelim olduk o zaman da...E iyi, helalleşip odamıza geçtik, sabah erken kalkacaz, ama saat gecenin 1'i zaten...Pedo çoktaaan sızmış...Odada valizlerimizi yerleştirdik...Bayaa bi geç yattık ama herşeyi hazır ettim...Zıbar Zıbar yattık sonra....7.kez...bakalım neler yaşayacaktık lawton ailesiyle ileride? Hı? Arkası yarın...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder