24.9.07

HOMORİKA 9 - RHODE ISLAND(YOL AYRIMI)

Uzun bir süre ev ortamında uzak kalınca, eve benzeyen herhangibir yerde kalmak insana iyi gelir...Eh biz, gerçek bir evde kaldık...Hem de misafirperverliğin en yüksek derecede olduğu bir evde...Bebekler gibi mışıl mışıl uyuduktan sonra, sabah kalkıp, Tülay'a haftalardır gelen elektronik siparişlerini, etrafa yayılmış veya bodrum katına kaldırılmış şekilde bulup, hepsini yatağın üzerine istifledim...Bak, ya...Internetten sipariş verirken çok fazla gözükmüo de mi? Bi de beni kutuların içinde görün!Genel bir kutu ve malzeme kontrolünden sonra, herşey olacağına varır deyip, çok da fazla ben bunları nasıl taşıyacağım triplerine girmedim...Aslında hergün girecem bu tribe ilerleyen günlerde ama, Tülay'ın hazırladığı ve acaip özlemiş olduğumuz Türk kahvaltısını görünce, bilinen bütün orfinle biten hormonları salgılayıp masaya oturdum...O neydi be...Tabii biz burdan giderken arkadaşlarımıza hediye aldık, güzel bir mumluk, çay çukulata, istanbul konulu bi tişört...Sağolsun Pedo bi kenara attı aldığımız tişörtü, onu da bulamayanlar var pedooo :=)...Neyse, nefis kavaltıyı bi yapmışız...Ohh be, Tülay bir numara...Efendim tıpkı waterfire olayında olduğu gibi, arada bir yapılan diğer bir aktivite olan Türk pikniği olayına da dank diye denk gelmiş bulunuyoruz bu Pazar günü...Ne ballıymışız be...Gene etraftaki ormanların birinin içinde bir yerde Türk-Amerikan kültür derneğinin Rhode Island müessesi piknik düzenlemiş gittik kavaltıdan sonra...Bir sürü Türk arkadaşla tanıştık...Çoğu doktora felam yapio, çok önce gelmişler, ayrıcana da iş bulmuşlar, yerleşmişler oraya, çocuk bile yapmışlar...Fotoğraftaki arkadaşımız Aslıhan(kendisi yeni anne olur) Yeşim'le bol bol muhabbet etti, bir daha görüşecektik Aslıhan'la ama program yoğunluğundan nasip olmadı...Selam sölüoz burdan kendisine :) Piknikte açık büfe herkes bişiler yapmış getirmiş, Tuly'de patlıcan yapmıştı, en çok onunki kapış kapış gitti, herkes göğsüne ismini yapıştırdı, çekilişler oldu, tabiii herkes birbirini tanıo, biz de tanıştık, çok sevdik hepsini, hepsi okumuş çocuklar, ama maalesef çoğu arkadaşın ismini hatırlamıyorum...Ama hepsini çok sevdim ben şahsen...Birşeyler bulup tıkındık...Voleybol maçı etti millet...Pedo'nun abisi Eric geldi kocaman arabasıyla...Kendileri anestezi uzmanı olup, yanında eşi ve 2 tane bıdık çocuğu vardı...Çocuklar uzun süre arabada arkada koltuklarında uyudular...Arabadan bol bol bira ve gitar çıktı...Eric takıldı, şarkılar söyledi, bana da verdiler gitarı ben pek bişi yapamadım, söliemiom ama derdimi anlatamıom...Neyse bi ara sıyırdık da daha beteri de gelecek akşam...Gayet samimi bir ortamda geçen piknikte, okyanus kıyısına inip orda da gezdik, zaten dibiydi denizin...Yeşim, Eric'in çocukları Oliver ve Charles ile bol bol oynadı...Çok şekerler yaw bıcır bıcır...Tülay tabii ışıl ışıl enerjisiyle gene herkesin ilgi kaynağı oldu...Herkesle çok iyi anlaşıo Tuly, çenesinden olsa gerek :) Neyse, ordan çıkıp devam ettik, zira Tuly'nin kayınvalidesinin evine barbeküye davetliyiz akşam...E yolda durduk, alışveriş merkezine girildi, mısır ve ıstakoz alındı...Bu ıstakozlar canlı canlı pişirilip yencek...Allam, yeşim depresyona girdi tabii...Neyse, acaip ucuza bu olayı da kapadıktan sonra, Pedo'nun aneysinin evine gittik...Ev tabii müstakil, ama bahçede mi müstakil olur kardeşim...Bizim burda 2-3 blokluk site dikerler o kadar yere...Biraz sıkışık olur ama olsun...Muazzam bi arka bahçe, geniş, çim, çok sevdik...Efendim, Pedo'nun annesi Elizabeth(Betty) çok şeker bir kadın, bizimle çok ilgilendi muhabbet etti, ki kendisine daha sonra da uğradık zaten...En büyük abileri Steven ve annesini masada oturuken görüyorsunuz...Steven arkadaşımız, bizimle tanıştıktan sonra ve yemeğe daha çok vakit olmasına rağmen, ufak ufak herşeyi tırtıklamaya başladı...Gözucuyla izledim, dedim ki tamam bu akşam yemekte bayaa bi saldırı olacak....Ama ilerleyen vakitler gösterecek ki esas tehlike Steven değil...Kendileri gayet sessiz, sakin ama canayakın bir insan...Her neyse, Eric kardeşimiz, ismi insana erik'i hatırlatsa da, hani bööle minimal bişeyler gelio insanın aklına, az yer diye beklersiniz di mi psikolocik olarak...Naaaaaah afedersin...Anlatıcam sonra...Bildiklerimi anlatsam ABD sallanır be :) İşte bu Eric varya bu Eric, eğlenmemiz için bööle tenise benzeyen bişi var ya, mahalle aralarında oynardık küçükken, onlardan almış...Onun ağını ve çubuklarını gerdik arka bahçede...Çoluk çocuk tenis oynadık, top oynadık...Etler için koca bir barbekü, lapsterlar için ayrı...Mısırlarda içeride kaynadı sanırsam...Yemeğe kadar tabii yemek pişirilmesi, masa hazırlanması, oyun oynanması, muhabbet edilmesi ile geçti...Pedo, çocuklara karşı aşırı ilgili, ama kendisi yapmıo bi tane...Sırf çene kerata :) Gitar da tutuşturdular elime bi ara yemek hazırlanırken herkes bişilerle uraşıo alakasız....Resimlere bir bakın, Pedo, labster yarıştırıo, Eric cehennem kapısında bekçilik yapıo, Yeşim cehennemden, ben ise tuly den kaçıom...Kaçabilmişim ama sıvışmak kolay bu saatlerde...Peki güzellerimiz, Tülay ve Yeşimin ortasındaki, Eric'in eşi, yüzü sürekli gülümseyen bir diğer güzel olan Leslie'ye de bir bakın...Yüzü sürekli gülen bir anne kendisi :) Bir de güzel Peggy ablamız var, ama onun fotosu yok maalesef...Peggy de çok iyiydi bize karşı...Ve tabii isimlerini hatırlayamadım ama çocukları olan bir çift daha vardı...

Mısır denen yaratık amerikada nefis tatlara erişebiliyor arkadaşlar...Bu kadar mı güzel olur...Masaya geldi bol bol yedik...Istakoz olayını midelerinize nüfuz ederek anlatmak istiyorum...Bu ıstakozlar canlı canlı pişirildikten sonra, Eric kardeşimiz vahşilikte sınır tanımadığını göstererek bize iç dünyasını açtı...Onu açarken ıstakozun da iç dünyası gözler önüne serildi haliylen...Eric, Istakoz böyle yenir diyerek ortadan ikiye ayırdı zavallı yaratığı...İçinden bööle garip bi sıvı aktı....Neyse orası yenmez burası yenmez dedi, kendisi çıplak elleriyle parçalaya parçalaya 4 dene felam ıstakozu, 4 dene mısırı mideye indirdi...Ama o kadar enerjik bir arkadaş ki...O kadar da belli etmiyo kilosunu...Bu arada bu dediğim düzenli yemeler değil...Konuşuyor, bi ondan bi ondan ısırıyor, ağzı sürekli açık :) alaym biz nereye düştük derken, ıstakoz üzerindeki ilk sortimiz başarısız oldu...Zaten biz kıramadık, Eric kırdı bizim istakozu da...hertarafımız o garip sıvıdan oldu...Biz yiyemedik...Beef getirdi arkadaşlar...Bi beef bu kadar mı kalın olur yaw...Kocaman bişiiidi...Doydum onla zaten...Ama Eric gene elleriyle araya 2-3 tane de biftek koydu...Yaw, demem o ki, Oğuzhan bile bu kadarını yapamaz...Haa belki yapar, ama en azından yediği şeylere karşı belirli bir sempatisi vardır...Eric yediklerini düşman bellemiş, kontrolden çıkmış bi vaziyette, Yeşim'le benim ürkmüş bakışlarımıza aldırmadan doğal ihtiyacını gidermeye devam etti...Herkesin tabağında da ne kaldıysa sildi süpürdü...Ailesi hiç yadırgamıyor ama :) Alışmışlar zair :) Ben mide fesatı geçireceğini düşündüm ama arkadaşta tık yok...Neyse, yemekten sonra masa toplandı, Eric gitar çalmaya başladı, Pedo topacı ısrarla sen de çal dio, ben de istemiom çalmak, ki gayet doğal çünkü "bi gitar al eline şarkı sööle millete" kabiliyeti yok ben de...Zaten sesim olsa çoktan albüm yapardım...Yok, sevgili karım da beni satınca elime gitar tutuştudular, utangaç olduğumu düşünüolar ama, kabiliyet yok, ulam olsa havamı atarım be çalıp...Zaten Eric country çalıp duruo, ben de aldım olmasa mektubun'u çaldım gitarı elimden aldılar dayanamayıp...Beni rezil eden ve sonra da dalga geçen karıma ve beni kurbanlık koyun gibi herkesin önüne atan pedo'ya burdan teşekkür ederim...Neyse ki evden kovmadılar bizi...PEDOOO, every man has his way cnm! :) sen gel de buraya bi, sen de gitar çalıodun di mi? Du ben sana buranın en büyük barında bi konser ayarliim...Ööle konuşmakla olmaaaz, herkese onu yap bunu yap dicen, sonra da oturup "I'm not doing this, I'm not going there" herşeye itiraz...Yerler olm adamı...Bittin sen :) Bakalım danışmanlığını yaptığın konularda ne kadar iyisin...Şeker çocuk :) yengeç seni :) bi gel de Türkiye'ye intikamım acı olacak...Eline elektro gitar verip Free Bird'in solosunu çal dicem...Sen de "aa ben 3-5 akor biliom" dicen...Eee kendine güven, çok utangaçsın felam dicem....Seni gidi işgillibüzittingil seni :) Seni Tülay'a havale ediorum :) bu akşamın dumuru da buydu efem...Kalktık evimize gittik sonra tabii, herkesle vedalaştık, bu iyi insanların arasından ayrılmak, sıyrılıp gitmek kolay değil, ama önümüzde bir tatil var tamamlanması gereken, hernekadar, tülay "işte bunlar benim kayınlarım" dediğinde, sabırlar dilediysem de sana, ortaya sölediğim bir laftı biliosun :) İyi ki varlar kızım, kızımız için üzülmemize gerek yok...Emin ellerde orda biliyoruz artık(gene de pedo'ya bi patlat şööle içimden geldi) :)Eh, yaza yaza bitmez yazılar, bitirmeye karar vermek lazım...Bu harika akşamın ardından bizi ağırlayan bu sevgi dolu insanlara da birkaç kelime etmek isterim kendi lisanlarında, yüksek müsadelerinizle...


My main work was to smoke near the rear window in the days following your fascinating family-party...I spent most of my days smoking...But while I smoke, I always think on"Not to be mentioned" subjects, but as far as I remember, I was very deppressed and tired of walking 7 days in Manhattan, so a good and warm family house would be perfect against what Manhattan had taken from me...That took me to a point where I can seriosly think(thats very rare) about what I really got from my vacation...Yes, it was good to see Manhattan, high buildings, the green miles, forests, lakes of Rhode Island and how the richer-from-the-rest-of-the-world people live...But better than that, I liked the idea and result of meeting you, joining a perfect dinner with you guys, and even it's too little, knowing you...That was very kind of you and I(we) really appreciate that...So that was perfect for me, not just watching the people outside, but actually being one of them...Me and my wife want you to be sure that, if anyone of you has a chance to come and visit Turkey, you'll see the reflection of what we've been and felt through your company...

So, Erriic, I know you're hungry right now, but keep it simple while eating...That's one thing we may not be able to support you if you become our guest one day :) Keep on singing...You're good at it...

Steven and Peggy, I was so much silent and Eric was so loud that I couldn't make a way to speak much with you...But I remember you Peggy as a beauiful and strong woman that's going on her way...And Steven, you were mostly thinking, if there's something making you unhappy, just remember that nobody is hundred percent happy anyway :) And stop eating before the dinner is set :) cok ayip :)

Leslie, thank you so much for everything, keep your shiny smile...You're a perfect mother and your kids are very cute :)

Betty, our mama in US :) Thanks for inviting us to dinner, and for those warm hugs...Please give us a call if you visit Turkey for Kapadokya...

Pedoyla Tulay size bisi demiorum, sonra dicem tabe...Yaw omzuna bi cak abla su cocuun canim cekti :)

Sonra gittik yattık :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yaa ne kadar eglenceli bi hayat bu Ri'daki Turklerinki de..Biz de gitsek de eglensek boyle. Bu arada blog'un sahaneymis.

volkan dedi ki...

Bence sen yerleşmişindir de belki haberin bile yoktur dostum...Eywalla :)